Alerjik hastalıklar toplumda en sık görülen kronik hastalıklar arasında yer almaktadır. Tedavisi açısından güncel olarak uygulanan korunma yöntemleri, farmakoterapi, immünoterapi, cerrahi yöntemler dışında son dönemlerde daha etkin sonuçlar almak adına immünopatogeneze yönelik anti-sitokin ve biyolojik ajanlar kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle solunumsal alerjik hastalıkların en tehlikelisi olan alerjik astım açısından patogenezin re-modelingle sonlandığı ve kronik inflamatuvar değişikliklerin hastayı ve hekimi zorladığı sonuçları önlemek adına biyolojik tedaviler ön plana çıkmaktadır.