Obesite ve Astım ilişkisi: Temel Bilimsel Kanıtlar
Klinik pratik yaşantımızda obez-astım fenotipi giderek artan sıklıkta karşımıza çıkmaktadır. Epidemiyolojik çalışmalar da astımlı hastalarda obezitenin astım prevalans ve insidansını artırdığını göstermektedir. Ayrıca obezitenin astım klinik ağırlığını da artırdığını gözlemlemekteyiz. Bu verilere bakıldığında iki hastalık arasında nedensel bir ilişki olduğunu düşünmek şaşırtıcı olmaz. Obez-astımlı hastaların daha şiddetli semptomlar yaşadıklarını görmenin yanı sıra morbidite açısından da astımlı hastalardaki obezitenin tehlike yarattığını gözlemlemekteyiz. Obez hastalarda astım kliniğini ve inflamatuvar sürecin ağırlaşmasını açıklayacak inflamatuvar yolakların aktivasyonu ile ilgili çalışmalar mevcuttur. Bunun yanında abez hastalarda astımı ağırlaştıracak mekanik etkiler de mevcuttur.
Astım-Obezite ilişkisinin Mekanizmaları:
Astım, reversibl hava yolu obstrüksiyonu, hava yolu aşırı duyarlılığı ve hava yolu inflamasyonu ile karakterize olup; nefes darlığı, hırıltılı solunum ve göğüste sıkışma hissi gibi bulguların tekrarlayıcı episodlarla karşımıza çıktığı bir hastalıktır. Obezit ve astım arasında temel olarak iki ayrı mekanizma ile ilişki mevcuttur. Bunlardan birincisi dolaşımdaki proinflamatuvar adipokinlerin artışı; diğeri ise akciğer üzerindeki mekanik etkilerdir.
Obezite astıma sebep olan inflamasyonu artırır mı?
Obezite, immün sitem üzerinde hem hücresel hem de moleküler sinyal yolakları üzerinde kronik pro-inflamatuvar bir durum yaratmaktadır. Obezitenin basitçe löksitoz ve adipöz doku içine gömülü çok sayıda makrofajla ilişkili olduğu bilinmektedir. Adipöz dokunun hem kendisi hem de içine gömülü makrofajların birlikte ürettiği pro-inflamatuvar sitokinler vardır ve bunlara hep birlikte “adipokinler” demekteyiz. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki; adipokinler hem innate hem de kazanılmış immün cevaplar üzerinde etkili olmaktadır. Obezitesi olan hastalarda hastalık ile ilişkili olarak en çok çalışılmış adipokin “leptin”dir. Bu adipokinin IL-6 ile yapısal bir homolojisi olup; fagositozu ve kemotaksisi artırdığı gözlenmiştir. Leptinin sitokin üretim modülasyonu yaparak Th1 yerine Th2 tipinde bir immün yanıta doğru değişim yaptırdığı da gözlenmiştir. Obes-astımlı çocuk ya da erişkinlerle obez olup astımı olmayanlar karşılaştoırıldığında da leptin düzeylerinin yüksek olduğu gözlenmiştir. Tüm bunlara ek olarak hayvan deneylerinde leptin verilen non-obez farelerde de hava yolu aşırı duyarlılığının arttığı gözlenmiştir. Alerjenle indüklenmiş bir memeli astım modelinde obezitenin IFN-gamma sekresyonundaki artış ve aşırı Th1 tipindeki bir immün cevapla ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bir diğer önemli molekül adiponektin olup; fare deneylerinde anti-enflamatuvar etkili bir sitokindir; yine bu deneylerde havayolu aşırı duyarlılığını inhibe ettiği gösterilmiştir. Bu molekülün obez hastaların serumlarında azaldığı görülmüştür. Ancak; tüm bu çalışma sonuçlarını insanlar içinde hemen yorumlamak doğru olup; daha fazla insan çalışmasına gerek duylduğu kesindir.
Obezitenin hava yolu inflamasyonuna etkileri tam olarak anlaşılmış değildir. Mito ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada sistemik Th1 yanıtı görülen obez farelerde trakeal mast hücre sayılarında artış olduğu gözlenmiştir. Bu durum, obezitenin alerjik hastalardaki inflamasyonu geleneksel IgE aracılı mekanizmalar dışındaki başka mekanizmalarla modüle ettiğini düşündürmektedir. Obez astımlı hastalarda yapılan bazı diğer çalışmalar obezitenin non-eozinofilik inflamasyonla da ilgisi olabileceğini göstermiştir. Son dönemlerde yapılan çalışmalarda obes-astımlı hastalarda obesitenin nötrofilik inflamasyona da katkıda bulunduğu gösterilmiştir. Sistemik inflamatuvar yanıtlarla akciğer fonksiyonlarının azalması arasındaki ilişki tanımlanmış olsa da obezite ile sistemik inflamasyon arasındaki ilişki tam olarak net değildir. Bu yüzden obezitenin sistemik inflamasyonu artırarak akciğer fonksiyonlarını bozduğunu söylemek çok olası değildir. 3000 vakalık bir analizde obez kadınlarda astım sıklığının arttığı gösterilmiş olup; maalesef hem obez kadın hem de obez erkeklerde sistemik oksidan stresle astım arasındaki ilişki gösterilememiştir. Aslında toplum çalışmalarında astım ile obezite arasındaki ilişki yalnız başına ne leptin ile ne de adiponektin ile açıklanamamaktadır. Ayrıca da çocuk vakalarda ne leptin ne de adiponektin düzeyleri ile fizyolojik astım ve hava yolu duyarlılığı arasında net bir ilişki saptanamamıştır.
Sağlıklı günler dileğiyle…
Prof. Dr. Cengiz KIRMAZ